Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü birbirine sıkı sıkıya bağlı iki kavramdır. Demokratik ülkelerde; 'özel hayatı' ihlal etmeden, düşüncelerin, eleştirilerin , yorumların serbestçe dile getirilmesi anayasa ile güvence altına alınması gereken bir haktır. Bu bağlamda 'basın özgürlüğü' ve 'ifade özgürlüğü' demokratik bir ülke için vazgeçilmez yapı taşlarıdır.
Türkiye'de Cumhuriyet Dönemi itibariyle, ifade ve basın özgürlüğü hakkı Anayasa ile koruma altında alınmaya çalışılsa da sorunlu alanlar olmuştur. Özellikle, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti dönemi Türkiye'sinde gerçekleşen; basın kuruluşlarının kapatılması, internette getirilen sansürler, basın mensuplarının öldürülmesi, basın alanında tekelleşme, sansür ve oto sansür gibi olaylar ve Türkiye'nin Gazetecileri Koruma Komitesi'nin raporuna göre 2013 yılında tutuklanan gazeteciler sıralamasında birinci sırada yer alması bu alanların sorunlu olduğunu ispatlar niteliktedir.
Yirmi birinci yüzyılda gelişen teknoloji ile kitle iletişim araçlarının geniş kitleleri etkisi altına alma gücünü kullanan iktidarlar, kendi ideoloji ve siyasetlerini yayma konusunda eskiye göre çok daha başarılı olmuşlardır. Türkiye'de de her dönemde olduğu gibi AKP hükümeti döneminde de kitle iletişim araçları iktidar lehine kullanılmaktadır. Ancak şu anki kapitalist Türkiye'de, AKP hükümeti döneminde iktidar-medya ilişkileri; AKP'nin otoriter, baskıcı ve medyanın mevcut ekonomi politiğini kendi çıkarları doğrultusunda kullanma politikaları sayesinde; basında tekelleşme, tek seslilik meydana gelmiş ve bunun sonucunda, basında çalışanların sindirilmesi demokratik(?) bir ülkeye yakışmayacak şekilde artış göstermiştir.
2002 yılından sonra AKP hükümetinin medya üzerinde uyguladığı baskıcı politika ve basın ve ifade özgürlüğü kısıtlamalarını, medyada yayınlanan tek tip ve hükümet yanlısı haberlere bakarak anlamak mümkündür. Bunun yanında, hükümet yanlısı medyaya karşın az sayıda olsa da muhalif yayınların olduğunu söylemek de mümkündür.
Türkiye'de, haklın haber alma ve verme özgürlüğü ve basın mensuplarının haberi yayınlama görevi özellikle; Türkiye'deki muhalif yayın kuruluşları, dünya basını ve hükümet otoritesinin şu anda tam anlamıyla kontrol altında tutamadığı sosyal medya sayesinde gerçekleştirilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder